TİKAD Başkanı Bulut’tan 8 Mart mesajı
TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için bir mesaj yayınladı.
Bulut’un açıklaması şu şekilde:
Öncelikle uzun ve çok zorlu bir çabanın sonucunda elde edilmiş hakları temsil eden, yıllar içinde giderek artan şekilde kuvvetle sahip çıkılarak bugünlere getirilen, bir anlamda kadınların ortak mücadelesinin ve dayanışmasının adı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü vesilesiyle bütün kadınlarımıza sevgi ve şükranlarımı ifade etmek istiyorum.
Kadınların hem sayısal nüfus, hem de sosyolojik bir gerçeklik olarak hayatın yarısını oluşturdukları bir dünyada tek bir güne sığdırılamayacak toplumsal fırsat eşitliği hedeflerimiz için elbette Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD ) olarak yılın 365 günü aynı heyecanla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Birbirine eklenerek güçlenen halkalar gibi, geçmişten bugüne kadınların her alanda güçlenmesine emek vererek bugünleri hazırlayan ve bizlere elde edilen her kazanımı daha da ileri taşıma görevini bırakan bütün kadınların, onların emeklerinin ve elde ettiğimiz haklarımızın ne kadar önemli olduğunu hep birlikte yüksek sesle dile getirmemize vesile olduğundan, 8 Mart tarihinde çeşitli platformlarda taleplerimizi bir kez daha dile getiriyor ve hassasiyetlerimizi vurguluyoruz.
Bilindiği üzere, Türkiye kadınlara seçme ve seçilme hakkını birçok Avrupa ülkesinden uzun yıllar önce tanıyarak, kadına verdiği değeri somut olarak göstermiştir. Bunun neticesinde, Türkiye’de kadınlar gerek toplumsal gerekse siyasi alanda oldukça önemli yollar kat etmiş; üretim dahil, iş dünyasının her düzeyinde kendini ortaya koyarak ülkenin ekonomik hayatında da etkili bir yer tutmuştur.
Giderek güçlenen kadınlar sivil toplum kuruluşları yoluyla, yaşadıkları ülkenin olduğu kadar dünyada da etkin rol oynayan noktalara ulaşmıştır. Bütün bu zorlu yıllar boyunca kadınlar “hak mücadelesinin” en güçlü kaleleri olmuşlar, büyük görevler üstlenmişlerdir. Nene Hatun’dan Sabiha Gökçen’e, tarihimiz kendileriyle gurur duyduğumuz kadınlarla doludur. Kadınların gücünün neler yapabileceğini, kadının neleri başarabileceğini açık şekilde gösteren çok sayıda dernek ve kuruluş bugün de kadın haklarının çeşitli alanlarında çalışmalarını sürdürüyorlar. Zira, kadınların bugün geldiği noktanın henüz daha istenen düzeyde olduğunu söylemek maalesef mümkün değil. Özellikte siyasetin içerisinde karar mercilerinde yeterli kadın temsilinin olmaması kapatılması gereken büyük bir eksiklik. Ben şahsen kadın öngörüsünün, kadın erdem ve merhametinin siyaseti çok ileri noktalara taşıyacağına inanıyorum.
Kadınları güçlendirmek, onların eğitime, sağlık hizmetlerine, ekonomik fırsatlara ve siyasi katılıma erişmelerini sağlamak ve onları toplumsal önyargılara karşı dirençli kılmak anlamına gelir. Cinsiyet ayrımcılığı her insanın doğuştan gelen insani haklarının ihlalidir ve toplumların bir bütün olarak ilerlemesinin önündeki en büyük engeldir. Biliyoruz ki, kadınlara eğitim ve istihdamda eşit fırsatlar verildiğinde ekonomik büyüme ve kalkınmaya büyük ölçekli katkıda bulunabilirler. BM Sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda, ülkemizin daha da gelişmesine destek olmanın katalizörü cinsiyet eşitliği hedeflerine erişmeyi ortak bir gayret olarak görmektir.
Ama ne yazık ki, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanabilmesi için daha gidilecek çok uzun bir yol var. Kültürel yapılar pek çok toplumda hala önemli bir bariyer olarak karşımıza çıkıyor. Kadına yönelik şiddet, çalışma hayatındaki eşitsizlik, eğitim hakkından mahrumiyet, finansal kaynaklara kısıtlı erişim ve karar mercilerinde yetersiz temsil, bütün dünyadaki kadınların karşılaştığı ortak sorunlar olarak sıralanmaktadır.
Görüldüğü gibi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde daha güçlü bir vurguyla gündeme getireceğimiz pek çok meselemiz var, tüm sorunlarımızın çözümünde daha fazla yol kat etmek için kadınlara büyük görevler ve sorumluluk düşüyor. Bizler çocuklarımıza daha adil bir dünya bırakmak amacıyla barışın inşaası, adil düzen ve adil gelir dağılımının sağlanması için küresel düzeyde yılın her günü aynı şevkle çalışmaya devam edeceğiz.